NASA´nın Perseverance uzay aracı Mars´ta yaşamın var olup olmadığını belirleme görevinde şimdiye kadarki en önemli örneklerden bazılarını topladı.
ski çağlardan kalma bir deltayı inceleyen NASA´nın uzay aracı Perseverance, karbon bazlı moleküllerin yer aldığı iki kaya numunesi topladı.
ABD´deki Berkeley Üniversitesi´nden David L. Shuster, yaptığı açıklamada 'Bunların, mevcut görevde topladığımız en önemli numuneler olduğunu net şekilde söyleyebilirim' dedi.
Mars´ta hayat olup olmadığını incelemede yardımcı olacak
Numunelerin potansiyel yaşam izleri taşıyabileceğini belirten bilim insanları, bunların bir zamanlar Mars´ta hayat olup olmadığına dair bilgi sağlayabilmesi için incelemelerin artırılması gerektiğini söyledi.
Shuster´la görevde yer alan Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü´nden Kenneth A. Farley de organik karbon moleküllerinin, yaşam izi taşımayan bir dizi kimyasal reaksiyon sonucunda oluşmuş olabileceğini ifade etti.
NASA´dan Sunanda Sharma ise numunelere dair 'Bunu, başka bir gezegende hayat olup olmadığını dair potansiyel işaretlerin arandığı bir hazine avı gibi düşünürsek, organik madde bir ipucu olurdu. Deltada yaptığımız incelemelerde gittikçe daha sağlam ipuçları elde ediyoruz' dedi.
Bilim insanları, kurumuş bir deltanın yer aldığı 45 kilometre genişliğindeki Jezero kraterinin, Mars´ta 3,5 milyar yıl önce yaşam olup olmadığının araştırılması için en verimli bölge olduğunu düşünüyor.
Farley, 'Burası, görev boyunca gerçekleştirilen incelemelerde bilimsel açıdan en büyük öneme sahip bölge. Gölde birikmiş, eski çağlardan kalma tortul kayaçların incelenmesi için en iyi fırsatı sunuyor' dedi.
Öte yandan NASA´daki araştırmacılar, Perseverance´ın taşıdığı cihazların, taşların niteliği hakkında net bilgi sağlayabilecek kapasitede olmadığını söyledi. Dolayısıyla numuneler, Dünya´ya getirildiğinde laboratuvarlarda incelenecek.
Avrupa Uzay Ajansı ve NASA, Mars´tan Numune Getirme Görevi (Mars Sample Return Mission) adı verilen bir proje kapsamında Kızıl Gezegen´e bir araç gönderip, Perseverance´ın bulduğu numuneleri geri getirmeyi hedefliyor. Görevin 2028´de başlaması, numunelerinse 2033´te Dünya´ya ulaşması planlanıyor.