Hiç şüphe yok ki oyun alanları çocukların en keyif aldıkları yerlerdir. Ancak çok fazla çocuğun bir arada oynadığı bu alanlarda kazalar çok sık gözlemlenir. Çocuklar özellikle 9 yaşına kadar mutlaka çok yakından gözlemlenmelidir.
Bisiklet kazalarının asıl sebebi, çocukların bisiklete binerken kask kullanmamaları, arabaların geçtiği yollarda bisiklete binmeleridir. Bisiklet kazalarını önlemenin en iyi yolu eğitimdir.Trafiğe kapalı alanlarda bisiklet kullanımını sağlamalı ve mutlaka çocuklarımıza kask giydirmeliyiz.
Özellikle boğulma kazalarına karşı çok dikkatli olunmalıdır. Her şeyden önce mümkünse sahil güvenliği olan yerlerde denize girmelerini sağlamalıyız. Çocukları yüzerken asla yalnız bırakmamalıyız. Çünkü çocukların boğulması için 1dk kadar kısa bir süre bile yeterlidir. Havaların ısınması ile birlikte doldurulan havuzlar yüzme bilmeyen çocuklar için en büyük tehlikelerden birini oluşturur. Yapılan araştırmalara göre araba kazalarından sonra ölümle sonuçlanan en yaygın ikinci ölüm nedeni boğulmadır. Bu durumu engellemek için, küçük çocuğunuzu havuz olan yerlerde gözünüzün önünden ayırmayın. Eğer evinizde havuz varsa çevresini bir çit ile çevirip, kapısının daima kilitli olduğundan emin olun. 4‐5 yaşlarından itibaren yüzmeyi öğrenmesi için kursa gönderin. Denize veya havuza sizinle birlikte bile girse kolluk ya da can simidini çıkartmasına izin vermeyin. Eğer böyle bir durum başınıza gelirse; çocuğu hemen havuzdan çıkarıp suni solunum yapın, ambulans çağırın. Ambulans gelene kadar suni solunum ve kalp masajına devam edin. Bu uygulamaları doğru yapabilmek için ilkyardım eğitimi alın.
Yazın çocuğunuzu serinletmek için ister havuz ister denizi tercih edin, ancak her ikisinin de hijyenik olmasına dikkat edin. (Özellikle yüzme havuzlarının) Havuzun saydam ve berrak su içermesi, kokusuz olması, fayansların yapışkan ve kaygan olmaması hijyenik durumu ifade eder. Deniz için ise özellikle göz alerjisi için gözlük takılması uygun olabilir. Deniz suyu havuz suyuna oranla (koli basili olmayan durumlarda) daha hijyeniktir.
Çocuklar oynarken oluşan yaralanma durumlarında eğer kanama varsa öncelikle kanamanın olduğu yerde üzerine temiz bir gazlı bezle baskı uygulanarak kanama durdurulmalı, daha sonra yaranın etrafı dezenfekte edici solüsyonlarla dikkatlice temizlenip üzeri büyük bir gazlı bezle kapatılmalıdır. Saçlı deride oluşan yaralanmalarda, yaranın olduğu yer temizlendikten sonra yaranın üzerine temiz bir gazlı bez konarak bir müddet baskı uygulanmalıdır. Kafa travmalarında şuur kaybı, baş ağrısı ya da baş dönmesi, bulantı, kusma olup olmadığı mutlaka sorgulanmalı ve gözlenmelidir. Bu belirtilerden biri ya da birkaçı varsa çocuk acilen en yakın sağlık kurumuna götürülmelidir. Ciddi kafa travmalarında boyunda da hasar olabileceği göz önünde bulundurulmalı ve sağlık kurumuna gidene kadar boyunluk takılmalıdır.
Bebekleri ilk 6 ayda mümkün olduğunca direkt güneş ışığına çıkarmamak gerekir. 6 aydan sonra ise, yazın saat 10:00 dan önce ve 16:00 dan sonra bebeğe 50+ SPF içeren güneş kremi sürerek onu 15 dk güneşlendirebiliriz. Gölgede bile olsalar yansıyan güneş ışınlarının zararlı etkilerini azaltmak için, güneş kremi 2 saatte bir veya her yüzmeden sonra yenilenmeli, bebekleri 15 dakikadan daha uzun süre güneş altında bırakmamalıdır. Bol sıvı aldıklarından emin olunmalı, onlara ince giysiler giydirilmeli ve şapka takılmalıdır.
Güneş çarpması, kızgın güneş altında uzun süre kalan çocuklarda görülen bir yaz hastalığıdır. Şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve yüksek ateşle kendini gösterir. Böyle bir durumda hastanın serin bir yere götürülmesi, vücudu sıkan giysilerin çıkarılması, başına soğuk kompres veya buz torbası konulması önerilir. Ateş çok yüksekse çocuğa ılık duş aldırılıp, hemen hastaneye götürülmesi gerekir. Güneş çarpması, aşırı sıcak sonucu beden ısısını ayarlayan mekanizmanın bozulmasına bağlı ciddi bir durumdur. Tedavi edilse bile öldürücü olabilir ya da kalıcı zararlar verebilir. Bu nedenle güneş çarpmasına karşı önlem alınması büyük önem taşır. Bu yüzden, yazın dışarıda şapka takmak ve saat 10:00 ile 16:00 arası güneşe maruz bırakmamak, çocuğu büyük ölçüde güneş çarpmasından korur. Hafif yüzeysel yanıklarda cildi soğutmak ve ağrı kesici ilaçlar vermek yeterli iken, ciddi yanıklarda bir sağlık kuruluşuna başvurmak faydalı olacaktır. Bazı çocuklarda güneş ışınlarına karşı alerjik tepkiler de gelişebilir. Bu reaksiyonlar kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı, su kabarcığı veya sadece kırmızı lekeler şeklinde olabilir.
Yazın açık havada arı ve böcek sokmalarına sık rastlanır. Alerjik reaksiyon yapmamış hafif sinek, böcek sokmalarında kaşıntıya karşı kremler, losyonlar ve şuruplar kullanılabilir. Isırılmış yerlerin enfeksiyon kapmaması için kaşınmaması gerekir. Bazen çocuklarda özellikle arı sokmasından sonra alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir. Böyle durumlarda hastane şartlarında ağızdan alınan ilaçlarla, serumla ya da damar yolundan, kas içinden antialerjik ilaç tedavisi verilmesi gerekebilir.
Sineklerden korunmak için prize takılan sineksavarlar kullanılmalıdır. Sprey şeklindeki kimyasalların kullanması bebekler için zararlı olabilir. Bebeklere kolları ve bacakları koruyan giysiler giydirilmesi, pencerelere sineklik ve yataklarına cibinlik kullanılması koruyucu olabilir.
Yazın sıcakta çok fazla terleyen bebeklerin yeteri kadar sıvı aldıklarından emin olunmalıdır. Yaz aylarında havaların ısınması ile cilt hastalıkları artış göstermektedir ki bunların başında isilik gelmektedir. Hava aldırmayan, sentetik, dar ve kalın giysiler terlemeyle birlikte ciltte minik su kabarcığı benzeri döküntülerin oluşmasına sebep olur. Ter bezi kanallarının tıkanmasıyla oluşan isilik, çocuklarda en çok boyun, ense, eklem iç kısımlarında ve bez kenarlarında görülür. İsiliğin önlenmesi için, teri emen pamuklu giysileri tercih etmek, her gün onlara duş aldırmak ve serin yerlerde bulundurmaya çalışmak gerekir.
Araba kazalarının azaltılmasındaki en önemli görev biz erişkinlere düşmektedir. Çünkü direksiyonda olan biziz. Bunun yanı sıra çocuğumuzun yaşına uygun araba koltukları mutlaka kullanılmalıdır.