Bu konuda kitap bizlere çekim yasasının önemini anlattı gerçekten…
Fakat yazık ki, sonunda oluşan hüsran ve hayallerini gerçekleştirme konusundaki başarısızlık pek çok
insanı n inancını ciddi bir şekilde sarstı.
Peki anlatılan o kadar bilgiye, çalışmaya rağmen neden olmadı dersiniz?
Eksik olan neydi o kitapta?
Çekim yasası yani rezonans kanunu, o kadar önemli ki, söylediğimiz sözlerden davranışlarımıza kadar
aslında içimizdeki bizi bize gösteren, kendimizi tanımamıza yardım edebilecek, içteki ben´i, bana
gösterecek kadar değerli. Üstelik sadece içimizdeki ben leri değil, dışımızdaki ben leri de bizimle
yüzleştiriyor.
Peki bu ne demek?
İçinde ne varsa dışarıda onu görür, onu yaşar ve en önemlisi gelecekte onu çekersin demek.
Çünkü bizler enerjiden oluşan varlıklar olarak, bir çekim alanına sahibiz ve bu çekim alanının mıknatısı
duygularımız. Duygular nereden gelir, geçmişten ve hatta geçmiş yaşantılar duyguları oluşturur. Bu
durumda geçmiş anılarımız sayesinde edindiğimiz inançlarımız, kalıp ve duygularımız bizi şu anda
yaşayan biz yapıyor. Ve gene o doğrultuda o duygu ve kalıplar ile yaşayacağımız tüm olay, durum,
duyguyu kendimiz kendimize çekiyoruz. Enerji alanımızdaki duygularımız yani mıknatıs alanımız
sayesinde. Aslında bu enerji alanı tamamen manyetik bir alan.
Ve dünyamızı yaşamımızı farkında olmadan duygularımız ile oluşturan gene bizleriz. Ve tabiî ki
geleceğimizi de…
Hiçbirimiz kötü olaylar ve kötü duygular yaşamak istemeyiz doğal olarak, peki bunu istemiyor
olmamıza rağmen neden başımıza kötü olaylar geliyor olabilir?
Çünkü manyetik alanımızı bilincimiz ile kontrol edemiyoruz.
Manyetik alanımızı, yani çekim yasasının ana noktası olan gerçek beni, bilinçaltımız yönetiyor. Ve
gerçekte bilinçli olarak bilinç altı boyutunda hangi duygu, düşünce, inanç ve kalıp olduğunu bilmemiz
mümkün değil. O nedenle, kontrolümüz dışında yaşamımıza çektiğimiz kısırdöngüler yada negatif
kalıplar biz istemesek dahi yaşantımızda yerini almış oluyor.
Ben neysem, hangi duyguysam, hangi kalıpsam, onu çekerim mantığı çekim yasasının gerçeği
oluveriyor. İşte o nedenle, bilinçaltımız gerçek bizi oluşturmakta, bilinçli olarak ne kadar farkında
olursanız olun, bilinçaltı boyutu gerçekten çok ayrı bir alan ve çekim yasası gibi hem geleceğin hem
şimdiki anda yaşanan tüm pozitif ve negatif olayların oluşmasına neden olan ana kaynak alan.
Yaşamını gerçekten dönüştürmek isteyen kişiler bunun farkında olduklarından, bilinçaltı kalıplarını
kalıcı olarak dönüştürmek üzere bilinçaltına inip, oradaki yaşamı etkileyen negatif kalıplar
temizlendiğinde, yaşamlarındaki dönüşüm de gözle görülür şekilde değişime uğruyor.
İçimdeki ben, yaşamımın etki alanı, ve ben neysem, içimde hangi duygular varsa yaşam bana onu
sunuyor.