DOĞA GÜLAY CIRBAN

Tarih: 26.11.2022 17:00

DUVARLARIN VE DUVARLARININ ARKASINDAKİ SEN

Facebook Twitter Linked-in

Herkesin olduğu gibi olmasını, maskesiz gezmesini beklemek tabii ki mucizevi bir durum halini aldı. 

Artık bunu beklemiyoruz bile. 
Fakat sadece bunun getirdiği bir durum olarakta herkes savunmada, herkes pür dikkat ve herkes çıkar ilişkilerinin çok fazla olduğu günümüzde doğal olarak her ilişkinin altında bir sebep aramakta.
Bu da doğal olarak, samimiyetin en büyük düşmanlarından biri.

Tabii ki samimiyetsizliğin sebeplerinden biri de, geçmiş ilişkilerin getirdiği acı deneyimler.
Geçmişte çok fazla
sorun yaşamış insanlar,  bu sorunları şimdiki ilişkilerinde de yaşayacağım korkusuyla o kadar temkinli ve dikkatli davraniyorlar ki, ama bunun en kötü tarafı insanları çok mutsuz yapması ve eskiden olduğu gibi hayattan aldıkları zevkin çok düşmüş olması. 

Hiç kimse kendi gibi olamadığı için hayattan aldığı zevk düşük ve  ilişkilerdeki tatmin noktası da düşük,  sevgi de çok az ve doğal olarak mutlulukta artık çok az. 

Çünkü herkes başta kendini farklı göstererek, aslında kendini gizleyerek duvarlarını örüyor ve savunmaya geçiyor.

Sahi neydi bu?
Gerçekten bizlerin en doğal hali nasıldı acaba? 
Özellikle yaş ilerledikçe en ağır olanı tecrübe denen, yaşanmışlık halinin ortaya çıkması.
Aslında bir yandan faydalı fakat tecrübe denen bu deneyim mekanizması tabii ki de durduk yere kazanılmıyor. Bunun sonucunda acılar, güvensizlikler, öfkeler ve birikmişliklerden dolayı ben bunları tekrar yaşarım korkusuyla kimse  doğal ve rahat ve olduğu gibi olamıyor. 

Kendi gerçekliğini de kaybediyor çoğu zaman insanlar.  Hatta, bu nedenle kişiler, olabilecek ilişkilere bile kendilerini açamıyorlar.

Bir insan ile  tanıştığınızda bazen sanki elinizde  yumurta taşıdığınızı hissedersiniz. 
O insanla ilişkinizde bu yumurtayı kırmamaya dikkat etmeniz gerekir. 
Sözlerinize dikkat edersiniz davranışlarınıza dikkat edersiniz. 
Her konuda dikkatli olmanız gerekir, karşinizdaki bir hatanız da kendini geri çekebilir, mesajınıza cevap vermeyebilir yada kırılabilir, üzülebilir. 

İşte iletişimin en zor noktalarından biri de bu maalesef,
Burada karşınızdaki kişi kendiniz olmanızı tamamen engelliyor. Diğer taraftan samimiyetsiz kurulan bir ilişki ile kendiniz olamadığınız da ne kadar mutlu ve ne kadar huzurlu olabilirsiniz. 
Çünkü kendiniz olursanız eğer, sizden uzaklaşma ihtimali de olabilir, bu kişinin de kendinden memnun olmama halidir.

Bir ilişkide ihtimalleri düşündüğünüzde aslında o ilişki hiç olmamıştır ve hiç başlamayan bir şey için bence hiç kimse vakit kaybetmemeli. 
Fakat çevremizde her şey o kadar samimiyetsiz o kadar çok elenecek durum var ki bu sefer hangi birini elemeliyiz acaba?

İşte, önce kendimizden başlamalıyız. 
Kendi samimiyetimizden emin olmalıyız. 
Ondan sonra gerçekten samimiyeti, doğalı arayabiliriz. 
Fakat duvarı olan insanlar bu kadar fazla iken, az ama samimi dostluk ve ilişkiler yani asli gerçeklik daha kıymetli.

Ve bir insanın kendini diğer insanların yanında rahat ifade edebilmesi, olduğu gibi davranması fakat karşı tarafın buna izin vermesi gerçek bir ilişki anlamına geliyor. 
Eğer böyle arkadaşlıklarınız, dostluklarınız varsa ya da böyle bir sevgiliniz varsa kesinlikle sahip çıkmanız gerektiğini düşünüyorum.


Sevgiyle, 
Huzurlu mutlu ve güzel günler diliyorum.

 

Doğa Gülay Cirban 
Sosyolog 
Aile Ilişki ve Evlilik Danışmanı 
Regresyon Terapisti 
Nefes Eğitmeni 
Enerji Terapisti


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —