İlişkiler,
Bugünlerde en yaralı alanlardan biri.
Bazen yalnızlıktan, bazen ilişkilerdeki mutsuzluktan yada güvensizlikten, bazen de dikiş tutturulamayan ilişkilerin sıkıntıları çok gündemde.
Ve daha yazılabilecek o kadar çok ilişki sorunu ve çeşidi var ki.
Peki bu kadar sorunlu ilişkiler yaşamanın sebebi ne olabilir, Neden herkes şikayetçi olabilir bu konulardan ve sorunlardan?
Tabii ki bilinç ve bilinçaltı karşımıza çıkıyor. Fakat bugün size olabildiğince bilinçli çözümlerden bahsetmeye çalışacağım ki, beraberce bir bakış açısı yakalayalım.
Aslında öncelikle sorumluluk almak gerekiyor. Önce Ben´in sorumluluğu. Bu ne demek derseniz, yaptığım, yaşadığım tüm olayların sorumluluğunu alabilmek, kendi izin verdiğimiz alana bakabilmek. Bizler izin vermeden yaşantımızda hiçbir şeyin olmayacağına kabul verebilme süreci. Yani, her ne yaşanıyorsa aslında ben de izin verdiğim için. Bu bakış açısından baktığınızda, sorumluluğu üzerinize almış oluyorsunuz.
Aslında bu durumda, kendimi mi suçlamalıyım diyebilirsiniz.
Kesinlikle Hayır, kendini suçlamadan, yaşananların deneyim ve öğreti olduğunu kabul etmek gerekiyor. Suçlamak kendine acımasızca bir bakış açısı oluşturuyor çünkü. Kendimizle bütünleşme ve bir olma sürecimizde kendimiz ile olan ilişkimizi samimi tutmak bize kazanç sağlayacaktır.
Burada görmem gereken, değiştirmem gereken ne var düşüncesine odaklandığınızda, yaşamınızda faydalı bir adım atmış olursunuz. Görmem gerekeni görüp, o konudaki öğretiyi fark etmek, edindiğim farkındalık, yaşamıma fark katacaktır.
Hayat bir oyun alanı gibi, herkes farklı görevler üstlenmiş ve herkes kendi oyununu oynuyor.
Bu nedenle kendi benliğime yöneldiğimde, kendim ile olan ilişkimi derinleştirip, kendimi daha iyi tanımaya başlayıp, kendimden, ilişkilerimden ne beklediğimi daha iyi anlayabilirim.
Aslında, buradaki anahtar kelimeler, kendini bilmek, kendini anlamak ve farkındalık.
İlişkilerdeki beklentileri bilinçli olarak belirlemek, ne istediğini fark etmiş olmak, ilişkilere çok katkı sağlayacak süreçlerden biri.
Kontrol edemediğimiz alanımız, bilinç altıda ilişkiler konusunda hep devrede, oradaki kalıplarda engelleyen, yöneten ama sonuçta üzen durumlar oluşmasına neden olabiliyor.
Tabii ki kendini bilme aşaması bir süreçten oluşuyor, zaman ayırmak hatta kendi üzerinde çalışıp, emek verme süreci. Ancak emek olmadan güzel sonuçlarda alınmıyor hayatta.
Elinizdeki anahtara dokunmaya hazırsanız, kendinize, hayata, daha kaliteli yaşama şans verme zamanı gelmiş demektir. Önce kendi kalbine dokunmaya başlayarak, kalbine dokunduğunda, içindeki ben ile bir olmaya başladığında, yaşamda senin için güzellikleri sunmak üzere çalışmaya başlar, yeter ki isteyin ve izin verin.
Unutmayın ki, yaşamın sunduğu tüm güzellikleri yaşamaya layıksınız, hem de en güzeline, en iyisine. İzin vermek için kalbini açmak ve anahtarı eline almak en güzel başlangıç olacaktır.
En güzel başlangıçları yaşamanız dileğiyle.
Doğa Gülay Cirban
Sosyolog / Bilinç altı ve ilişki Uzmanı
