DOĞA GÜLAY CIRBAN

Tarih: 10.06.2022 23:05

MASKELERİN ve ASLOLAN SEN

Facebook Twitter Linked-in

Ne olabilir bu maskelerin ardındaki ben´in tanımı?
Tabii ki, başka biri gibi görünmek belki de davranmak, kapanması gerekenleri örtebilmek.
Toplum her zaman en iyi olana adapte olmuştur. Çünkü toplum gerçeği, olumsuz olanı sevmez asla
hep en iyi olandan beslenir ve kabulü sadece kendince iyi ve güçlü olandan yanadır. Bu durum tüm
dünyanın ve toplumun gerçeği. Dünyanın her yerinde bu öğreti ve toplum bilgisi mevcut. Olmadığın
biri gibi görün, güçlü görün, en iyisi görün.
Peki, bu öğretinin toplumun en küçük parçası olan bireye etkisi nasıl oluyor dersiniz?
Herkes mükemmel şekilde olabilir mi toplumda? Tıpkı öğretide olduğu gibi mi gerçekler sizce?
Sürekli en iyi olana yönelip, öyle değilse de öyleymiş gibi görünen insanoğlu, zamanla kendinden
hangi konuda kayıplar verebilir?
Atıl kalmış sağ beyin, sağ beyin bizim hissel ve duygusal alanımızı ifade ettiğinden, Mantık ve
matematik gücü hatta öyle ki, aşk hayatını dahi matematiğe dahil eden sol beyin, zafer kazanıyor
olabilir mi dersiniz?
Ortaya çıkansa, sadece mükemmel görünmeye çalışan, iyi olmayan yönlerini kabul etmemek adına
tukaka gözüyle bakan, belki de çok eğitimli, belki de çok kariyer sahibi ama kendinden uzak,
bütünlüğünün kabulünde olmayan ve hep taktığı maskeleriyle beslenen insan grupları.
Kaçtığın, kabul etmediğin her şey zamanla üzerine gelir insanın.
Hele ki, bilinçaltındaki ağır kalıplar ve duygular yüzleştirme aşamasından geçer sık sık, eğer o
yüzleşmeyi, yaşadığın olayı kendi enerjin ile yarattığını fark edemiyorsan, tukaka alanını itmeye
devam ediyorsan, derslerin daha da ağırlaşır ki, beni gör diye bağırmaya başlar, kabule geçemediğin
sen, yani zayıf olarak nitelendirilen duygular, kalıplar, o maskelerle örtülü alanın, yaşadıkların ile
gösterir sana kendini. Ne kadar mükemmel olmaya çalışsan da kontrolün dışında, sen olmaya iter ve
zorlar evren şartları. İşte mutsuzluğun başladığı nokta tam da o bölge de başlamakta.
Peki o zaman, ne yapmalı, nasıl aşmalı? Toplumsal öğretinin tersine, bizler iyi ve kötü diye
değerlendirildiğimiz alanımızı, kötü görmeyi bırakıp, geliştirilmesi gereken bir alan olarak kabule
geçtiğimizde, o örttüğümüz, sevmediğimiz parçalarımız ile bütünlük başlar.
Ve insanoğlu, reddettiği her konuda yüzüne taktığı maskeleri ile ‘mış´ gibi yaptıkça da en çok kendini
kandırır aslında.
Tatlı bir kandırmacadır bu, içten içe insana keyif verirken, aslında içten içe yer bitirir ve tüketir.
Ve artık bilinçaltı kayıtları bağıra bağıra gösteriyor bizlere her şeyi, coronavirüs sistemi zorluyor artık,
evlere kapatıyor, içe yönelin ve sağ beyninizi duygu alanınızı fark edin diyor.

Sağ ve sol beyin dengede olduğunda mantık ve duygularla bir olabilir ve bütünleşebilir insanoğlu. O
noktada, maskalere gerek kalmaz, hele de bilinçaltına bakabilecek kadar yüzleşmeye hazırsanız,
muhteşem dönüşümler sizi bekliyor demektir.
Bizler kendimizi bütün olarak görmekten kaçtıkça, maskelerimize bağlanıp, onlara sımsıkı sarıldıkça,
kendinden uzaklaşan bireyler ve kendini kabule geçemeyen bireyler olarak yaşadığımız döngülere ve
sorunlara da devam etmek zorunda kalıyoruz. Duygu ve kalıplar, kendini kabul ettirene ve dönüşene
kadar insanın karşısına çıkıyor.
Oysa dönüşüm ve kendinle bütün olmanın yolu, kalbindeki cesaretten geçer, çünkü kendini iyi ve
kötü özelliklerin ile fark edip, kabule geçtiğinde ve onları iyileştirmek adına kendinle ilgilendiğinde,
yaşamındaki gelişiminde başlamış olur.
Unutma, anahtar kalbinde ve maskelerini bırakıp, kendi gerçekliğin ile buluşacak kişi sensin.


Sevgiler,

 

 


Doğa Gülay CIRBAN


Sosyolog- Aile Danışmanı / Bilinçaltı ve İlişki Danışmanı
gcirban@gmail.com
Instagram: @iliski.bilincalti.danismani


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —