FIRAT AYDINAY

Tarih: 22.03.2015 22:13

NEVROZ VE BARIŞ

Facebook Twitter Linked-in

Nevroz yaklaşmaya başladığı Mart başından itibaren herkesi bir korku ve stres basardı. Acaba bu yılkı Nevroz kutlamalarında yine hangi tatsızlıklar yaşanacak, kimler coplanacak veya kim tutuklanacak. Biz haber açısından hangi köşelerde durmamız gerektiğini günler öncesinden planlamasını yapmaya çalışırken bile yorulurduk. O günlerden bugünlere geldik. Adeta bir kabus günü olarak kutlanan yada geçiştirilen Nevroz, bu yıl, çok farklı bir atmosferde geçti.  

Bu yılın Nevruz’u ise barışa ve kardeşliğe açılan bir yolun başı, uğurlu bir günün başlangıcı ve insanlarımızı birleştiren kardeşlik şenliğine renk veren gerçek bir bahar oldu. Aylardır merakla beklenen Öcalan’ın mektubunun okunması ile birlikte, yüreği bu ülke için çarpan ve ülkenin birlik ve beraberliğinden yana olan herkesin yüreğine su serpmiştir. Artık silahların bir kenara bırakılması gerekliliği ve 40 yıldır süren çatışmaların kimseye yaramadığı tarih  önünde bir kez daha tescillenmiştir.  Silahların bırakılması ve çözüm sürecine yeni bir ivme kazandırırken, sevinenler kadar bu işe üzülen ve oyuncağı elinden alınan çocuklar gibi, yüzü düşen kesimler de yok değil.

Siz bakmayın öyle siyaset arenasına. Gerçekten baktığınız zaman içiniz kararıyor. Çünkü barış ve kardeşliğe karşı çıkan, silahların susmasını istemeyen ve bunu dillendirmekten çekinmeyen siyasi düşünceleri hayret içerisinde izliyorum. 80 yıldır aynı bakış açısı ve aynı söylemlerle maalesef toplumda azda olsa taban bulan partiler kadar, koltuk ve menfaat için silahların susmasını istemeyenler görmek üzücüdür.  Silahlar sussun, artık barış ve kardeşlik olsun diyen düşünceye karşı durmak ve bu sürecin karşısında durmak hainlik değil de nedir ?

 Türkiye, terörle mücadeleye 600 milyon dolar para harcarken, 1 milyar dolardan fazla bir kaynak kaybına maruz kaldı. Bu kaynağın ülkeye yatırım olarak harcandığını veya savunma sanayine ayrıldığını düşünün, yada kişi başına düşen gayri safi milli hasılanın nerelerde olacağını siz düşünün. Türkiye halklarının buna farkına varıp, barış ve kardeşliğe sahip çıkması, bölgede bir güç olması  elbette Türkiye düşmanlarının hoşuna gitmeyecek ve bu  gidişe dur demek için ellerinden geleni yapacaklardır. Bu onların ulusal görevleri olabilir de, bizdeki işbirlikçi hainlere ne demeli!. Ne olursa olsun, ülkeye bahar rüzgarı estiren barış ve kardeşliği pekiştiren bu çözüm sürecine herkesin sahip çıkması gerekiyor.

Uzun zamandır mücadelesi verilen kardeşlik ve huzur iklimi Nevroz bayramı ile birlikte yeşeren ümitlerimizin, önümüzde yepyeni bir dönemin açılışına vesile olacağına inanıyorum  

  Kırk yıldır çekilen acıların son bulduğu 2015 Nevrozu bir milattır. Türkiye ve halkları için önemli bir adımın atıldığı bu Nevroz’da inşallah “barış ve kardeşlik” lafta kalmayacak, zihinlere, gönüllere ve siyasete oturacaktır.

Eğer herkes üzerine düşeni layıkıyla yaparsa, silahsızlanmanın karşılığına denk düşen demokrasi hamlesi ile yanıt verilirse, Türkiye’nin yarına dair ümitleri çok daha büyük olacaktır. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —